19 Ekim 2008 Pazar

Hiç Bir Şey Hakkında Her Şey...

En sevdiğim filmlerden birinin sonunu izledim az önce...kanallar arasında gezerken sonunu yakalayabildim sadece...Vanilla Sky...

Kısaca konusunu açıklıyım;Bir basın kodamanının oğlu olan David Aames (Tom Cruise),ailesinin bir trafik kazasında ölmesi üzerine babasının yayıncılık işini devralmıştır. Hayatta istediği her şeye sahip gözükmektedir ; zengindir,yakışıklıdır ve geniş bir dost çevresi vardır. Bazılarının gözünde ise şansının ve servetinin farkında bile olmayan şımarık bir playboy'dur.Bütün bu göz kamaştırıcı yaşantıya rağmen yine de hayatında birşeylerin eksik olduğunu hisseder.David arkadaşı Brian (Jason Lee) 'ın bir partiye getirdiği Sofia (Penelope Cruz) adlı kıza aşık olur. İlişkilerini sürdürürlerken eski aşığı Julie (Cameron Diaz) 'nin gözleri devamlı üzerlerindedir. Geçirdiği ağır bir trafik kazası sonucunda yüzü ileri derecede deforme olan David,bir seri ciddi estetik ameliyat geçirir. Bir maske takarak dolaşan David, gördüğü rüyalar gerçek olurken, gerçek sandığı şeyler ise kabusa dönüşürken asıl gerçeği aramak için bir mücadele içine girer.

Neyse filmin sonunda David bir gökdelenden aşağı atlıcakken (bu arada gökdelen inanılmayacak derecede yüksek) birden arkasına bakar ve Sofia'yı görür gökdelenin çatısının ortasında...ve Sofia'nın yanına gider...

(David)-Şu halimize bak ben dondum ve sen öldün ve seni seviyorum
(Sofia)-Bu bir sorun...

Birden arka plan müziği olarak Sigur Ros-Njosnavelin girer...işte ben tam burda ağlamaya başlarım...

Ve David Sofia'ya ''başka bi hayatta görüşmek üzere'' der...koşarak kenara gelir,son anda tam aşağı düşücekken durur ve arkasını dönerek dönüp son bi kez Sofia'ya bakar...sevdiği kadına...Sofia David'e göz kırpar ve el sallar...son kez...David kollarını açar,havaya bakar,birden aşağı atlar...şarkı şiddetlenir...ağlamam şiddetlenir...

David'in hayatı gözünün önünden geçer...Ben ağlarım şarkı hala sürerken...

David...Film...Gözyaşlarım...Sigur Ros...Njosnavelin...Düşüş...Ah Gözyaşlarım...

Ve David yere düşer...Her yer bembeyaz...Bi ses ''aç gözlerini david'' der...David gözlerini açar...Uyanır...Gerçekliğe uyanır...Bende ondan ilham alıp gözlerimi açarım...Tüm gerçekliğe uyanırım...Ve ben rüyalarımdan uyanırım...Gerçeklerle başa çıkmak zor gelse bile...Gerçeği rüyalara tercih ederim...

15 Ekim 2008 Çarşamba

Öylesine...

Uff...yine sıkıntıdan öldüğüm bi gün daha...ufff...böle olduğumda artık hiç bi şey bana fayda vermiyor...aldığım ilaçlar...içtiğim sigaralar (kaçıncı paket bu)...kaç paket sigara içtim...hatırlamıyorum...ben aslında çok güzel rol yapıyorum biliyo musun sayın okuyucu...ders çalış diyolar çalışıyorum,uyu artık diyolar uyuyorum...şunu yap bunu yap diyolar ve ben hep yapıyorum...neden yapıyorum...bilmiyorum...onların pisliğini temizlemekten kendi kişiliğimi unutuyorum...ve hiç bi şeyden tiksinmeyen ben kendimden tiksiniyorum...kendimden...ben...çok güzel rol yapıyorum hayata karşı ve hep başardığımı sanıyolar ve hep yaptığımı sanıyolar...en azından bi yerlere gelebileceğimi sanıyolar...masallardaki gibi bir arpa boyu yol bile gidemiyorum aslında...en sevdiğim karakter peter pan gibi olmak istiyorum...hiç büyümeyen çocuk...hiç bir sorunu olmayan çocuk...ah peter pan gibi...tıpkı onun gibi olmayı ne kadar da çok isterdim...büyümemek,aile denen pisliklerin olmadığı bi dünyada yaşamayı ne kadar çok isterdim...onuda yanımda götürerek...onu...


Sevginin tersi nefret değildir aslında...Kayıtsızlık ve ihmaldir...(hangi filmde duymuştum lan ben bunu)...bugünlerde ''kelebek etkisi'' sözüne kafayı takmış durumdayım...yaptığım ufak bi viki araştırmasıyla anlamını da öğrenmiş bulunuyorum hemen paylaşıyım...bir sistemin başlangıç verilerindeki ufak değişikliklerin,büyük ve öngörülemez sonuçlar doğurmasına verilen isimdir...yani şöle de açıklanabilir bi kelebek amazonda kanat çırpıyor ve avrupa da fırtınalar oluyor (gibi bişey işte anlatıcam diye bok ettim konuyu ya neyse) yazmak için yazıyorum buraya ya aklımı meşgul etmek için...kafamı dağıtmak için...yoksa harbiden kafamı dağıtıcam...


anlamadığınızı biliyorum ama bu sizin anlayışınıza göre yapılmadı zaten...isterseniz sağ yukarda bi çarpı var ona tıklayın ve kapayın bu pencereyi...

13 Ekim 2008 Pazartesi

Teşekkürler...

Bir kadının vajinasından
İstemediğim bir hayata
Teşekkürler anneciğim

Teşekkürler...

Geldim bu boktan dünyaya

Teşekkürler...

Teşekkürler...

Şu an haykıra haykıra bu şarkıyı sölüyorum...bu dünyaya gelmek istememiştim...hiç bi zaman böle boktan bi hayat yaşamak istememiştim ben...düşünüyorum da niye varız ki bu hayatta...sebebini bilmiyorum...sanırım sayın tanrının bizim hakkımızda bir takım planları var yine...bi kerede işimize karışmasa olmaz zaten...sayın tanrı...neyse umursamıyorum zaten bu hayatı...şu an yanımda olan bi kaç kişi olmasa zaten sanırım yaşamayı hiç istemezdim...bana diyorlar ki kendini güvende hissetmek için öldürmeyi öğrenmelisin...ama ben onların kölesi olmaktansa kendimi öldürmeyi tercih ederim...işte bahsettiğim bi kaç kişi burda devreye girip benim kendimi öldürmemi engelleyip,beni özgür kılıyolar...bir sebepten dolayı kalıp bir mucize beklemek istemiyorum...ama bekliyorum...bir sebepten dolayı burdayım ve mucizemi bekliyorum...sayın tanrı gönder mucizemi...sayın tanrı...


Yavaş yavaş anlıyorum ki yanımdaki bi kaç kişiymiş benim mucizem...yanımdaki insanlarmış...hayat denen bok çukurunda boğulmamı önleyen insanlarmış mucizem...teşekkürler sayın tanrı...ama lütfen bir kez olsun işimize karışma...lütfen bu kez işimize karışma...ben hayatımdaki mucizelerimi bulmuşken işime karışma sayın tanrı...lütfen...

Eski Defterlerden...

Bugünlerde her şeyde bi değişkenlik gözlüyorum...Herkeste bi değişkenlik var sanki...Herşey değişiyor...Ama ben hep aynı kalıyorum...Suratıma bi umursamazlık maskesi yerleştirdim sanki farkında olmadan...Umursamıyorum sanıyorum...Umursamamazlık numarası yapıyorum...Yada yaptığımı sanıyorum bilmiyorum...Pek bi şey bilmiyorum zaten...Yaşıyorum...Sadece yaşıyorum...Üzüntünün kaynağını biliyorum...Yardım etmeme izin vermiyorsun...Ağlıyorsun...Trajik ağlak insan müsveddesi...Yalancısın,sadece vakit kaybısın...Neden ah neden...Saflığın kaybolmadan önce,kutsanan ve beni ağlatan seslerden biriydin...Beni...Ah beni...


Sakinleşmek için bi şey bulamazsam aklımı kaybedeceğim...Bana yardım et,aklımı meşgul et...Birine ihtiyacım var yaşamda benim bulamadığım şeyleri göstermesi için...Göremiyorum gerçek mutluluğu yaşamak için gerekli şeyleri,kör olmalıyım...Şaka yap ve ben of çekeyim ve sen kahkaha at ve ben ağlıyım...Mutluluk hissedemiyorum ve hissetmek isterdim fakat çok gerçek dışı ve bu sözleri duyman sana benim ne durumda olduğumu anlatıyor...sana diyorum hayatın tadını çıkart,keşke bende çıkartabilseydim;fakat artık çok geç benim için...

12 Ekim 2008 Pazar

Ona....

Kendimi çok garip hissediyorum bu günlerde...Gerçi hep gariptim ben...Herkesin uzak durduğu tuhaf biriydim...Hala da öyleyim...Ama bu garipliği seviyorum...Bi kere yapabilirim sandım,toplumun arasına karışabilirim sandım...Yanıldım...Yanılgı,büyük yanılgı...Ben herkesin uzak durduğu tuhaf biriyim...Böyle iyiyim... Rahatsız etmeyin...




Bende sevme olgusu da bi gariptir...Bazen herkesi severim,bazen herkesten nefret ederim...Sevmekten vazgeçmediğim,vazgeçmiceğim tek bi kişi var sadece...Tek bi kişi...Tek bi insan...Koskoca dünyada tek bi kişi...Ama o kişi bana yetiyo aslında...Ruhum onun yanında huzur buluyo sadece...Onun gözlerine baktığımda kendimi tam anlamıyla mutlu hissediyorum...Tam anlamıyla mutlu...Mutlu...Umutlu...Geleceğe dair umutlu...Ama sadece onun yanında...O...O o kadar özel ki...Teni tıpkı meleklerin ki gibi...Ve kahretsin bende onun gibi özel olmak isterdim...Kusursuz bir beden...Kusursuz bir ruh isterdim...Ruhum...Pisliğin içindeki ruhum...Temiz bi nokta aradığım ruhum...Onun aşkıyla temizlenen ruhum...Aşk,aşkım...Tam anlamıyla sevdiğim tek insan...Koskoca dünyada ki tek insan...Bunları buraya onun için karaladım...Eğer bunları okuyorsan sadece şunu sölemek istedim...SENİ SEVİYORUM...

11 Ekim 2008 Cumartesi

Hayaller Kafama Doğru Rüzgarlanıyor...

Ve siyah bir gökkuşağıyım ben
Ve tanrının bir maymunu
Öyle bir yüzüm var ki şiddet için yaratılmış
Gençliği çarpıtanım ben
Hayatta kalmış bir kürtaj
Bel altından bir isyancı
Teşekkür ederim anneciğim
Teşekkür ederim babacığım
Bu kahrolası dünyaya getirdiğiniz için
Acı bir sona
Gerçek bir tanrıdan nefret etmem asla
Ama insanların tanrısı
Benim nefret ettiğim
Evrim istediğinizi söylediniz
Bu maymun büyük hit oldu
Devrim istediğinizi söylüyorsunuz beyler
Ben de diyorum ki pisliğe batmışsınız tümden
Tek kullanımlık gençleriz biz...



Zavallı haziranın fırtınaları
Bütün hayat onun saçlarına doğru koşuyor
Bizim korkudaki sığ yıllarımızda
Hayaller kafama doğru rüzgarlanıyor
Kafama doğru
Sen bilmeden önce,uyanık
Yaşamların iyice açılmış
Bütün hayat onun saçlarına doğru koşuyor
Örümcekler ezgi içinde
Ayın akşamı
Hayaller kafama doğru rüzgarlanıyor
Kafama doğru
Hayaller kafama doğru rüzgarlanıyor
Hayaller kafama doğru rüzgarlanıyor...



Bu dizeler şmdiki ruh halime nasıl geliyor anlayamassınız zaten anlamanızı da beklemiyorum sadece sölemek istedim...hani büyükler derler ya daha önünde çok yol var bende senin yaşındayken bunları yaşadım diye gerçekten yaşadılar mı acaba...bilmiyorum...niye hiç bi insan karşısındakinin ruh halini anlayamaz hiç bi zaman...bilmiyorum...sevdiğin biri öldüğünde yada ne biliyim sevgilinden ayrıldığında hüzünlü bi aşk şarkısı açtığında niye kimse seni anlayamaz...bilmiyorum...sanırım bilmekte istemiyorum...başıma kötü bişey geldiğinde sadece koşmak istiyorum...hiç durmadan dinlenmeden yorulmadan bıkmadan usanmadım koşmak... sadece koşmak...sanırım ben korkuyorum...belkide hep korkuyordum sadece yeni farkediyorum...hayattan korkuyorum...sevdiklerimin beni bırakıp gitmesinden çok korkuyorum sevdiğim 3-5 kişi var zaten...çok korkuyorum belki de bu yüzden yüzüme bi umursamazlık maskesi yerleştirdim farkında bile olmadan...bazen oturduğum yerde bi hayal görmeye başlıyorum ve kendimi hayale kaptırıyorum birden etrafımdaki hiçbişey görünmüyo hayalimi bi film gibi izliyorum işte arada böle hayaller kafama doğru rüzgarlanıyor...kafama doğru...hayaller...hayallerim... anlamanız için değildi bu sadece sölemek istediğim içindi...